19 Kasım 2011 Cumartesi

YIKARDIK HARBİDEN!


Bilirsin toplanırdık sokakta, şarkılar türküler tuttururduk adına..
İnleyen nağmeler yankılanırdı, duyulurdu Dolmabahçe'den..
Girerdik kolkola, yola koyulurduk. Vardı ya Ali Sami Yen, inlerdi yanından geçerken..
O da bağırırdı sanki bizimle; "inleyen nağmeleeeeeeer" diye...
Beyoğlu beklerdi, Taksim beklerdi bizi sabırsızlıkla..
Yerin bilmem kaç metre altında bile haykırırdık sevdamızı sallanırken vagonlar...
Çıkardık yukarı, devam ederdik gırtlağımızı yırtmaya..
"Beyoğlu sadece CİMBOMBOMUNDUR!"
Bilirdi herkes bunu ama biz her seferinde yinelerdik...
Polisler, gördüğün üç-beş beşiktaşlı, atraksiyon, heyecan...
Omuz omuza inilirdi Gümüşsuyundan aşağı doğru...
Her yer sarı-kırmızı, atkılar, formalar, besteler, melodiler...
İndikçe aşağıya deniz kokusu gelirdi, duyardın uçan martı seslerini.
Çekerdin içine meşale kokusunu..
Hissettirirdin Galatasaraylıların geldiğini!
Daha çok yorardın o anda gırtlağını..
Siyah-beyaz hayatları renklendirmeye gitmiştin çünkü!
Stada giriş biraz sancılıdır, olsun varsın. Elbet duyuracaksın sesini takımına...
Uzun uğraşlar sonucu girersin içeri, gerisi önemli değildir dışarda kardeşin kalmamışsa...
Maç başlayana kadar karşılıklı atışırsın kapalısıyla..
Mutlaka bir kontra yazılmıştır siyah-beyaza, onu söylersin..
Stat hoparlöründen çaldıkları arabesk - fantazi dalında ilk 10a girecek şarkıları dinlemeye mahkumsundur..
Çaldığın şarkının ........ kaçınılmazdır..
Ardından derin bir sessizlik...
Hakemin düdüğü beklenir..
OOoooooo, şşşşş, bir ki üç CİMBOMBOM sesleri duyulur..
Her şey güzeldir şimdiye kadar.. Sonuç önemli değildir.. Kazandın ya da kaybettin ne farkeder, sen üstüne düşen görevi yaptıysan eğer..
İşte böyledir bir İnönü hikayesi..
Sanırım artık geride kaldı bu yaşananlar. TFF ve kendini bilmez kulüp yöneticilerinin kararı her şeyin, taraftarlığın ve deplasmanların da önüne geçmiş durumda..
Allah sonumuzu hayır etsin.
#deplasmanimadokunma...

11 Kasım 2011 Cuma

Arabesk Yaşıyoruz...

Deplasman otobüslerinin vazgeçilmezidir Cengiz Kurtoğlu...
Soğuk bir kış akşamında, sıcacık yatağını bırakıp düşersin yollara. Onca kilometre tepersin sevdan uğruna, Cimbom uğruna...
Muhabbet başlar, besteler son sürat devam eder. Eğer gece çıktıysanız yola ilerleyen saatlerde üstüne bir arabesklik çöker.. Daha önceden hazırlanan CD'ler hemen yardımına koşar.. Sende başını yaslarsın buğulu cama dalarsın hayallere; eşlik ederken dönen şarkılara... Alıp götürür seni uzaklara.. Kısaca böyledir bir deplasman... Hayatı yaşarsın.